ADERSCIS OLARAK HEPİNİZE MUTLU BİR 2009 YILI DİLİYORUZ !
BAŞYAZI…
2009 : DAYANIŞMA YILI
Kendimizi aldatmayalım… Bu yıl, zaten olumsuz koşullarda yaşayan ve mâli durumları yetersiz insanlar için çok zor ve kötü bir yıl olacak : işsizlik, hastalık, yoksulluk, yalnızlık ... Ayrıca 2009 yılında, binlerce insan daha işsizlik kervanına katılacak ! Bütün bu olumsuzlukların bir sonucu olarak da, çok sayıda gazeteci ve iktisatçı, dünyanın birçok bölgesinde farklı şiddet olaylarının yaşandığını haber veriyor. (Avrupa’da, Italya ve Yunanistan’da olduğu gibi...) Yani durum epey vahim !
Zaten pek kayda alınmayan biz yurttaşlara karşı ise, yaşadığımız toplum her geçen gün daha da adaletsiz. Buna rağmen, hepimizin bu olumsuzluktan çıkmasına imkân verecek çok güçlü bir duyguya sahibiz. Bu duygu ise: dayanışma ! Hiç kimsenin bu duyguyu bizden çalması mümkün değil. Ancak çoğumuz için, bu duyguyu yeniden keşfedip, geliştirmek büyük bir gereksinim. Hepimizi genel ilgisizlik ve şiddetten kurtarabilecek tek şey olan “dayanışma” etrafında birleşirsek, herkesten daha güçlü olacağımız kesin. İnsan olma olgusuna sıkı sıkıya bağlı olan “karşılıklı yardımlaşma ve dostluk” sayesinde, kalbimiz yalnızca kendimiz için değil, diğer hemcinslerimiz için de çarpacak.
Bizi insan yapan ve hayvanlardan farklı kılan, sevgiyi merhametten ayıran şey de, işte bu... (MCM)
Elektrik hacmi yetersiz olan Bretanya kesintilere karşı EcoWatt’ı benimsedi
Türkiye’de 1 220 hastane, 6 300 sağlık ocağı ve 85 000 cami var. Yani her 65 000 kişiye bir hastane ve 350 kişiye bir cami düşüyor. Sözün kısası, işimiz ALLAH’a kalmış !…Aşırı elektrik tüketiminden dolayı kesintilerin önüne geçebilmek için, Fransa’da elektrik taşıma hatlarının idarecisi olan RTE, 12 Kasım’da Bretanya’da Ecowatt opersayonunu başlattı. Bu operasyon, 10 Aralık’ta aktif bir safhaya girdi. Bu tarihte SMS et mail aracılığıyla abonelere bir alarm gönderilerek, abonelerden elektrik kullanımının en yüksek noktaya ulaştığı saat 17-20 arasında elektrik kullanımlarını en aza indirgemeleri istendi. (Univers Nature)
Sıfır Faizli Eco-Kredi
Senato, 11 Aralık 2008 tarihli, mâli yasa tasarısını ve özellikle sıfır faizli eko-kredi projesini inceledi ve kabul etti. Buna göre, aslî ikâmetgahlarda ısı ve enerjiye yönelik yenileme çalışmalarını karşılamak üzere, 10 yıl içerisinde ödemek kaydıyla 30 000 avroya kadarlık bir miktar için, geliri ne olursa olsun herkes, eko-krediye başvurabilecek. Resmî olarak 2012’ye kadar, 800 000 ev bu uygulamadan yararlanabilecek.
Buna karşı, UMP’li senatörler, yasa teklifinde öngörülen, az enerji tüketen yeni ev alma durumlarında eko-kredi imkânına izin veren şıkkı iptal ettiler.
(Univers Nature)
Aç insan sayısı 2009’da 1 milyarı aşacak...
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü 2008 yılı için ilk rakamları sundu : 40 milyon kişi daha, kötü beslenme dolayısıyla bu yıl açlar kervanına katılarak, dünyadaki aç sayısını 963 milyona yükseltecek. 2008 başından beri gıda fiyatlarında hissedilen düşmeye rağmen, Gıda ve Tarım Örgütü bu rakamın artışını, fiyatların tüm çabalara rağmen çok yüksek olmasına, toprak, kredi ve iş sahibi olma olanaklarının yetersizliğine bağlıyor. Ayrıca, zengin ülkelerin üretici tarım modelini tüm dünyaya uyarlaması arzusu, gübre ve tohum fiyatlarının aşırı bir şekilde artması sebebiyle uygulamaya giremiyor.
2006 yılından beri, bu maddelerin fiyatları iki katından daha yüksek bir orana ulaştığından, yoksul köylülerin alım gücü, artık bunları almaya yetmez oldu. Dolayısıyla, gelişmiş ülkelerdeki tarım üretimi % 10 oranında artarken, gelişmekte olan ülkelerinki ise % 1’i aşamadı.
2009’a yeni girdiğimiz bu dönemde, dünyadaki mâli durum hiç bu kadar kötü olmamıştı. BM Gıda ve tarım Örgütü’nün gösterdiği büyük çabalara rağmen gerekli yardımı toplayamaması, yaşanılan iktisadî krizin dünyadaki aç ve yoksul oranını yükseltmeye devam edeceği gerçeğini gözler önüne seriyor.
Tarım ürünleri fiyatlarının düşüşü, tarıma ayrılan ekim alanlarının 2009’da azalması sonucunu doğurabilir. Bu da doğal olarak, tarım ürünleri fiyatlarının kısa vadede aşırı bir oranda yükselmesi anlamına gelir. Halihazırdaki mevcut gıda stoku maalesef bu durumu telafi edebilecek düzeyde değil.Ikinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa, kendisine 1 yıl kadar yetebilecek bir gıda stokuna sahipti. Bugün itibarıyla sahip olduğu stok ise, ancak 40 gün yetebilecek oranda.
Dünyada karnını doyuramayan aç insan oranının % 65’i yedi ülkede yaşıyor: Hindistan, Çin, Congo Demokratik Cumhuriyeti, Bangladeş, Endonezya, Pakistan ve Etiyopya.
Afrika’nın Güney Sahara bölgesinde her 3 insandan 1’i açlık içinde yaşıyor (2007’de 236 milyon). Bu bölge, yetersiz beslenen insan sayısı açısından (sahip olduğu nüfus gözönünde bulundurulacak olursa), en yüksek orana sahip.
2009 yılı dünyada, karnını doyuramayan aç insan sayısının 1 milyarı aştığı bir yıl olacak. Ilk defa ! Ne yazık ki ... (Age de faire)
Türkiye’de 1 220 hastane, 6 300 sağlık ocağı ve 85 000 cami var. Yani her 65 000 kişiye bir hastane ve 350 kişiye bir cami düşüyor. Sözün kisasi saglik için, ALLAH’a dua etmekten baska çare yok !…
GENÇLER,
BU TOPLANTI SİZİN İÇİN !
2009’da gerçekleştirilecek « J’écolo-mise » projesi çerçevesinde, Aderscis, Ecrivains mahallesindeki gençleri, çevre hususunda genel bilgilerin verileceği bir hazırlık toplantısına davet ediyor.
Gençler ! Bu toplantı projede yer alabilmeniz için sizi hazırlamaya yönelik. Htırlatalım ki, bu proje sizin projeniz.Farklı derneklerin temsilcileri, soracağınız soruları yanıtlamak üzere bu toplantıda hazır bulunacaklar. Çevrecilik hususundaki hazırlık toplantısı:
13 Şubat Cuma günü saat 18.00’de
CSF Victor Hugo (Schiltigheim) büyük salonunda yapılacak. Kalabalık gelin !
Daha fazla bilgi için :
http://jecolomise.blogspot.com/
PARA…
Bir ev satın alabilir ama, yuvayı değil,
Bir yatak satın alabilir ama, uykuyu değil,
Bir saat satın alabilir ama, zamanı değil,
Bir kitap satın alabilir ama, bilgiyi değil,
Bir konumu satın alabilir ama, saygıyı değil,
Doktor ücretini karşılayabilir ama, sağlığı satın alamaz,
Kanı satın alabilir ama, hayatı değil,
Cinsel ilişkiyi satın alabilir ama, aşkı değil.
ÇİN ATASÖZÜ
Sağırlık tehlikesi !
İç kulak, kulağın en hassas bölgesidir. Binlerce tüylü hücreden müteşekkildir. Duymamız için kesinlikle gereklidir. Kulak aşırı yüksek, keskin ve tiz seslere, ani bir gürültüye uzun bir süre mâruz kalırsa, bu hücreler tahrip olabilir ya da tamamiyle yok edilebilir. Yenilenmeleri mümkün dolmadığından, ölümleri kesindir.
Kulak için tehlike sınırı 85 desibeldir. MP3 tipi müzik dinleme aygıtları, konserler, diskotekler... Kulaklarımız genellikle 85 desibelin üzerindeki seslere mâruz kalmaktalar. Üstelik saatlerce.
Örneğin :
100 dB = beton delme makinası = sesin azami seviye yükseltildiği müzik dinleme aygıtları (baladörler)
105 dB = ambülans sireni = konser ve diskotek
riziko nedir ?
Erken gelebilecek ve iyileşmesi mümkün olmayan kısmî veya tam sağırlık.
Akufen : kulakta hergün aralıksız duyulabilecek vızıldama ve çınlamalar.
Hiperakuzi : insanı en ufak bir gürültüye dahi hassas kılan ve rahatsız eden aşırı duyarlılık.
Bu sorunlar her yaşta ve aniden başımıza gelebilir .
Tek bir defa bile bu sorunlara sahip olmamıza yetebilir.
Bunun önüne geçebilmek için :
Baladörünüzün sesini kontrol ediniz.
Dinleme süresini sınırlayınız.
Diskotek veya konserlerde, hoparlörlerden uzak kalınız.
Diskotek veya konserlerdesalondan sık sık çıkarak kulaklarınızı dinlendiriniz.
Konserlerde, kulaklarınızı tıkayınız.
*Bu ekonomik krizin hepimize öğrettiği ve daima hatırlanması gereken şey: sokaktaki insan acı çekerken güçlü bir borsaya sahip olmak mümkün değil !Barack OBAMA
Çocuklarda kanser ve lösemi: Otomobil kirliliği başlıca sebep
Çocuklarda kanser, otomobil, kamyon ve benzeri taşıtların egzoz borularından çıkan gazların sebep olduğu hava kirliliğine sıkıca bağlı. Kanser, çocuk ölümlerine yol açan en büyük sebepler arasında yer alıyor. Her yıl dünyada 160 000 ve Fransa’da 1500 çocuk kanserden ölüyor. Çocuklarda kanser, Fransa’da her 500 çocuktan birinde var.